Windows Speech Recognition

Ses tanıma yazılımları uzun süredir piyasada dolaşıyor. Ancak bu yazılımların hem maddi açıdan hem de kullanım kolaylığı açısından iyi yerlere gelmesinin mazisi o kadar da uzun değil. İlk çıkan,  yazılımların, kullanıcıların asıl ihtiyaçlarını çok da karşılamayan temel sürümlerinin yüzlerce dolar; tam özellikli sürümlerin ise binlerce doları bulduğu günlerden bugün çözümlerin her gün kullandığımız işletim sistemlerinin içine entegre edildiği bir noktaya geldik. İşte tam bu noktada, Windows Vista ile birlikte gelen Speech Recognition (Konuşma Tanımı) özelliğinin ayrıntılarına geçmeden önce açıklığa kavuşturmamız gereken bir nokta var.

Ses tanıma (voice recognition) ile konuşma tanıma (speech recognition) birbirinden farklı kavramlar. Ses tanıma, bugün hemen tüm cep telefonlarında dahi bulunan ve kullanıcının önceden kaydettiği ses parçasını, o an söylenen ses parçasıyla eşleştirip o parçaya karşılık gelen işlevi yerine getirmeyi içeriyor. Yani siz önce telefona “Takvim” diyerek sesinizi tanıtıyorsunuz, o kelimeyi söylediğinizde ne yapacağını belirtiyorsunuz ve daha sonra size ne zaman “Takvim” deseniz, telefonunuz size takvimi açıyor. Peki, sesi sizden çok farklı olan bir arkadaşınız sizin telefonunuza seslendiğinde ne oluyor? Telefonunuz bu sesi tanımıyor ve görevini yerine getiremiyor. Konuşma tanıma ise bugün bazı otomatik yanıt sistemlerinde de kullanıldığı üzere, ses yerine söylenene odaklanan bir teknoloji. Burada ifadeyi söyleyen değil ifadenin ne olduğuna odaklanılıyor ve söylenenler yazıya dökülüyor veya karşılık gelen işlem gerçekleştiriliyor.

İşte Windows Vista ile birlikte sunulan Speech Recognition özelliği, sizin söylediklerinizi tanıyıp size yardımcı oluyor. Alışması biraz zaman alsa da yeterli zamanı ayırmanız halinde Speech Recognition özelliği size konuşarak belge oluşturma ve düzenlemenin yanı sıra bilgisayarınızın çoğu işlevini kontrol etme imkanı sunuyor.

Başlamadan herkesin kafasında canlanan ilk soruya yanıt verelim. Speech Recognition özelliği şu an için Türkçeyi desteklemiyor. Her ne kadar yazıldığı gibi okunan bir dil olması nedeniyle Türkçenin bu yazılım için bir avantaj olacağını düşünsek de olayın ticari boyutu göz önüne alındığında Microsoft’u yaptığı seçimlerden dolayı suçlamamamız gerektiğini düşünüyorum.
Speech Recognition özelliğini kullanmaya başlamadan önce yaklaşık bir saat kadar zaman ayırıp kurulumunu yapmanız gerekiyor. Kurulum süreci; mikrofonlu kulaklığınızı veya mikrofonunuzu tanıma, bir eğitimi geçme ve yazılımı, konuşma şeklinizi tanıyacak şekilde eğitme adımlarından oluşuyor. Başlamak için şu adımları uygulayın:
  • Control Panel’ı açıp “Speech Recognition Options”ı tıklayın. Açılan panelde konuşma tanımayı başlatma, mikrofonunuzu yapılandırma, eğitimi başlatma, yazılımı eğitme ve komutları öğrenmenize yardımcı olacak konuşma başvuru kartını açma seçenekleri bulunur.
  • “Set up microphone”u çift tıklayın. Mikrofonun sisteminizde düzgün şekilde çalıştığından emin olmak için verilen talimatları uygulayın. Burada şunu belirtmekte fayda var: Teoride bu özellik her mikrofonla kullanılabiliyor gibi görünse de, ses kartınıza takılan standart mikrofonlar, konuşma tanıma özelliğinin ihtiyacı olan ses kalitesini tam olarak sağlayamıyor. USB’ye takılan kulaklıklı mikrofonları veya yalnızca mikrofonları tercih etmeniz daha iyi sonuçlar almanızı sağlayacaktır.
  • “Speech Recognition Options” paneline dönüp “Start Speech Recognition” seçeneğini çift tıklayın. Speech Recognition uygulamasını ilk çalıştırdığınızda ilk kurulum ve eğitim adımları gerçekleştirilir. Yaklaşık yarım saat süren ilk eğitim, bir yandan konuşma tanıma ile kullanmanız gereken komutları öğretirken diğer yandan yazılımı, sesinizi tanıyacak şekilde eğitir. Eğitim sizden papağan gibi aynı şeyleri tekrarlamanızı istediğinde, sesinizi tanımaya çalıştığını unutmayın.
  • “Speech Recognition Options” ekranından “Train your computer to better understand you” Seçeneğini belirleyin. Bu adımda oldukça uzun bir metni birden fazla şekilde okumanız istenecek. Bu uygulamanın da amacı bilgisayarın ses örneği veritabanını genişletmek, tanımayı geliştirmek ve hataları azaltmaktır.
  • Sorulduğunda programın “Documents” klasörünü taramasına izin verin. Konuşma Tanıma özelliği, sık kullandığınız kelimeleri veritabanına ekleyerek ifadenizden tam çıkaramadığı kelimenin hangisi olduğuna karar vermek için belgelerinizde hangi sözcüğü kaç kere kullanmış olduğunuza bakar.

Kurulumu sessiz bir yerde yapmanız en iyisidir. Her şeyden önce, yazılımı eğitirken sesinizin duyulmasını ve yalnızca kendi sesinizin duyulmasını istersiniz. Daha da önemlisi, bilgisayarınızla konuştuğunuzu gören insanlar siz pek de iyi gözle bakmayabilir.

Kurulumu tamamladıktan sonra modern konuşma tanıma uygulamasının nimetlerinden faydalanmaya başlayabilirsiniz. Ayrıntılarını yazılımın eğitim aşamasında tamamladığınız temel özelliklerle ilgili birkaç ipucunu aşağıda bulabilirsiniz:

  • Speech Recognition özelliğini sessiz bir yerde kullanın. Mikrofonunuz çok iyi değilse, çevrenizdeki gürültüleri yakalar ve metne dönüştürmeye çalışır.
  • Düşünme aşamasında Speech Recognition özelliğini kapatın. Speech Recognition özelliği “stop listening” dediğinizde uyku moduna geçer, “start listening” dediğinizde yeniden kulağını size verir. Genellikle birinin sizi dinlediğini bilmek acele etmenize ve bu nedenle kendinizi gergin hissetmenize neden olduğundan düşünme aralarında bu özelliği uyku moduna geçirmek kendinizi daha rahat hissetmenizi sağlar. Dahası, özelliği açık bıraktığınızda program hareketlerinizin sonunda çıkan sesleri ve hatta nefes alıp verişlerinizi bile metne dönüştürmeye çalışır.
  • Yüksek sesle ve net konuşun. Bu şekilde kendinizi topluluk karşısında konuşuyormuş gibi hissedebilirsiniz. Kendinizi “10. Yıl Nutku”nu okuyormuş gibi düşünün.
  • Kodlayın. Yazılımın sözlüğüne yeni bir kelime eklediğinizde veya başka kelimelerle karışabilecek bir kelime söylediğinizde istediğiniz sonucu alamamanız söz konusu. Bunun için “spell it” dedikten sonra kelimeyi yavaş yavaş ve harf harf söylemeniz yeterli.
  • Çalışmayı aksatmayın. Yazılımı daha rahat kullanabilir hale geldikten sonra konuşma şekliniz değişecek, daha açık ve net konuşacaksınız ve daha hızlı düşünmeye başlayacaksınız. Yine de belirli aralıklarla eğitimi tekrar gözden geçirmenizi, belgelerinizin taranarak yeni kelimelerin bulunmasını sağlamanız önerilir.
  • Sabırlı olun. İlk birkaç denemenizde çok fazla hatayla karşılaşmak sizi yıldırmasın. Zamanla ve çalışarak çok daha iyi olacaksınız.

Bu saydıklarımın hepsi konuşma tanımayı engelli olma durumunun halinde kullanmak için geçerli olan nedenler. Bu özelliği hakkını vererek kullanmak için sesinizi kontrol edebilmeniz ve düzenli pratik yaparak yazılımı kendinize alıştırmanız gerekir. Bu özellik size ayrıca söylediklerinizi karşınızda görmeniz nedeniyle aslında düzgün cümle kurmanın ne kadar zor olduğunu da göstererek sizi bu yönde de eğitir. Bu özelliği kullanarak aldığınız kısa notları bir konuşma haline getirebilir, bunu yaparken kulağa hoş gelmeyen yerleri atabilirsiniz. Gün içinde dijital kayıt cihazı kullanıyorsanız aldığınız kayıtları yazıya dökmek için bu özelliği kullanabilir, zamandan büyük ölçüde tasarruf edebilirsiniz.

Çok çok uzun zaman önce Mike, havalı siyah arabası KITT’e lafını hiç esirgemeden komutlarını sıralarken o teknolojilerin bir gün gerçeğe dönmesi ve günlük hayata girmesi çok kişinin hayallerini süsleyen bir şeydi. Siz de Speech Recognition ile bilgisayarınızın bir dediğinizi iki etmemesini sağlayabilir, topluluk önünde konuşma alıştırmaları yapabilir, kayıtları deşifre etmek için geçirdiğiniz zamanın siz kalan kısmında ne yapacağınızı planlamaya başlayabilirsiniz.

Mehmet Lütfi Pişirici

Windows Server 2008 ve Active Directory Servisi

Windows Server 2008 ve Active Directory Servisi
Bu makalemizde Nisan 2008'de Microsoft tarafından piyasaya sürülen Windows Server 2008 işletim sistemi üzerindeki Active Directory Servisi inceleyeceğiz.
Bildiğiniz gibi Microsoft işletim sistemlerini kurduğumuzda ihtiyacımız olan rollerin çoğu işletim sistemi kurulumu esnasında kurulmaz. Kurulumdan sonra ihtiyaçlarımıza ve yapımıza göre rolleri konfigürasyonunu yaparız.
-DNS : Server 2008'de DNS değerlerine IPv6 desteği ve Background Zone Loading gibi yenilikler eklenmiştir. Globalnames zone ve Read Only Domain Controller (RODC)'ıda desteklemektedir.
-Active Directory Certificate Services (AD CS) : Kullanıcılar, bilgisayarlar ve organizasyon için dijital sertifikalar üretmek amacıyla kullanacağımız bir servistir. Windows Server 2003'de Certificate Services olarak geçmektedir.
-Active Directory Domain Services (AD DS) : Ekiden beri bildiğimiz Active Directory Servisidir.
-Active Directory Federation Services (AD FS) : Tek bir kullanıcı hesabı ile birden çok web uygulamasının kullanılabilmesi için WEB Single-Sign-On (SSO) kimlik doğrulama yapısını sağlar.
-Active Directory Lightweight Directory Services (AD LDS) : Directory-Enabled uygulamaları tarafından veri deposu olarak kullanılır. Yani uygulama verilerinin bir dizin altında tutulması gerektiği durumlarda veri deposu olarak işlev görür.
-Active Directory Rights Management Services (AD RMS) : Günlük iş hayatında kullanılmakta olan verilerin güvenliğinin sağlanması amacıyla kullanılabilir. İzinlerin ve hakların verilmesi tanımlanması gibi.
-Read Only Domain Controller (RO DC) : Windows Server 2008 ile ortaya çıkan yeni bir yapıdır. Kullanımı ise fiziksel olarak sunucuların güvenliğinin garanti edilemediği yada temin edilemediği durumlardır. Bu sistem kendi üzerinde AD DS yapısında bulunan veritabanının sadece bir eşini (replica) tutar. Üzerinde Global Catalog özelliğini de barındırabilir.
Windows Server 2008 işletim sistemiyle hazır halde gelen bileşenlere bakacak olursak ;
-File Server Role,
-Administrator hesabı şifre vermemiz için hazır halde bekler.
-Her zamanki gibi WORKGROUP çalışma grubu bulunur.
-Windows Firewall standart olarak açık gelir
- DHCP'den IP alacak şekilde ip yapılandırmıştır.(Server üzerindeki DHCP yapılandırılmamıştır.)
- Windows Update standart olarak kapalı bulunur.

Windows Server 2008 Active Directory yapısındaki yenilikler;
Windows Server 2008 Active Directory ye şöyle bir inceledikten sonra artık Windows Server 2008 ortamında AD DS servisini yapılandırmaya geçebiliriz.
İlk olarak yapmamız gereken statik olarak IP adresi tanımlamamızdır.


IP adresi atama
Ip adresimizi Ethernet kartımıza girdikten sonra, kurulum işlemimizi iki şekilde yapabiliriz.
- dcpromo komutunu çalıştırarak veya,
-Server Manager kullanarak ( server manager : "Start / programs / administrative Tools/Server Manager" konumundadır.
Server Manager kullanarak Roles seçimi yapalım.



Active Directory Domain Services seçimi
Yukarıdaki şekillder Server Manager üzerinden AD DS kurulumu ile ilgili şekillerdir.
Bir diğer kurulum yolumuz ise aşağıdaki gibidir;


Yukarıdaki şekilde ise Start – Run kısmına dcpromo komutunun verilmesi ile AD DS kurulumu başlatılabilir.

Sorgulama ekranından sonra yukarıdaki ekran görüntülenir.


Yukarıdaki ekranda seçim yapmamız gerekiyor.
Existing Forest : Var olan bir yapıya yeni bir sunucunun yada yeni bir etki alanının eklenmesi için kullanabileceğimiz kısım.
Create a new domain in a new forest : Yeni bir domain yapısı oluşturmak için kullanılacak seçenektir. Bu radan devam ediyorum.


Bir sonraki adımda Fully Qualified Domain Name (FQDN) tanımlamasının yapıldığı kısım gelmektedir. Burada tanımlanacak olan isim bizim etki alanımızın ismidir. Biz burada şekilde de görüldüğü gibi duralican.com.tr olarak tanımlama yapabiliriz bunun yanında duralican.local gibi farklı bir isimlendirme de kullanabiliriz. Zira Microsoft duralican.local olanı kullanmamızı önermektedir. Bunun sebebi internet ortamıyla server ortamını ayrılması (güvenlik) içindir. Bu konuyu daha sonra irdeleyeceğiz.
Kontrol işlemleri sonucunda karşımıza Domain NetBIOS buraya duralican yazarak devam ediyorum.
Forest Functional Level yapısını Windows 2000 Server ve Windows Server 2003 'da Active Directory Servisi kurduktan sonra Active Directory Users and Computers arayüzünü kullanarak yapıyorduk.. Windows Server 2008 yapısında ise artık kurulum aşamasında gerçekleştirebiliyoruz. Windows 2003 server seçip devam ediyorum.
Daha sonra Domain Functional Level seçimimizi gerçekleştiriyoruz. Bunu da Windows Server 2003 olarak seçiyorum.
DNS sorgulaması yapılıyor.

DNS testi yapıldıktan sonra karşımıza yukarıdaki ekran gelir. Global Catalog seçimimizi bu kısımda yapabiliyoruz. Diğer bir kısım ise Read-only domain controller (RODC) seçiminin yapılması. Yukarıda gördüğünüz gibi RODC pasif durumdadır. Pasif durumda olmasının nedeni seçmiş olduğumuz Domain ve Forest Functional Level ile ilgilidir.

Bu ekranda Acrive Directory Domain Services veritabanı,log dosyaları ve SYSVOL klasörlerinin oluşturulacağı yerler görülmektedir. Isterseniz yerlerini değiştirebilirsiniz.

Bu ekranda AD DS'nin backup üzerinden geri dönmek için Directory Services Restore Mode ile açtığımızda bizden istenecek şifre soruluyor. Bu şifreyi bir yere not alarak devam ediyorum.
Şifremizi de belirledikten sonra NEXT ile devam edebiliriz.


AD DS servisi ile ilgili bir özet bilgisi görüntülendi. Burada yapılan bilgileri bulunmakta. Export seçeneğiyle dışarıya alabiliriz. Next diyerek devam ediyoruz.
Son ayarlar yapılandırılıyor.
AD DS kurulumumuz tamamlanmıştır. Finish'e basabiliriz.
Server ımızı yeniden başlatıyoruz.
Administrative Tools u kullanarak bir kullanıcı oluşturalım.
Kullanıcımızı ekledikten sonra bir pc ile erişimi test edebiliriz.
Umarım faydalı olmuştur. Başka bir makalede görüşmek üzere…

IPv6 Nedir? IPv6 "Internet Protocol Version 6"

IPv6 Nedir ?

  IPv6 "Internet Protocol Version 6" kelimesininbaşharfleri nin kısaltılmış halidir.70 li yıllarda geliştirilen ve halakullanılan IP versiyon 4 (IPv4) protokolünün yerini alması için 90 lı
yılların başından itibaren IETF (Internet Engineering Task Force)
tarafından ilk çalışmalarına başlatılmış ve IPv4’ün yerini alması
öngörülmektedir.


IPv5’e ne oldu ?

Versiyon 5 çoktan
başka bir şeye isim olarak verildi. 1970’lerin sonunda ST (The Internet
Stream Protocol) adında bir protokol geliştirilmişti. Bu protokol
deneysel olarak ses ve video iletilebilmesini amaçlıyordu. 20 yıl sonra
bu protokol yeniden gözden geçirildi, ST2 ismini aldı ve IBM, NeXT,
Apple, ve Sun tarafından ticari projelerde kullanılmaya başlandı.
Gerçekten çok farklı şeyler sunuyordu. ST ve ST+, bağlantı sağlayamayan
IPv4 sistemine nazaran bağlantı sağlayabiliyorlardı. Üstelik servis
kalitesi de sağlıyordu. ST ve ST+ çoktan o ’5’ ismini almışlardı."
Herhangi bir karışıklığa sebep olmamak için 5 ismin kullanılmamasına karar verildi.


     
       Yeni bir IP protokolün hayatımızdaki yeri !

      IPv4 uzun yaşam süresince esnek ve sağlam tasarımından dolayı uzunca yıllar daha ihtiyacları karşılayabilecek gibi gözükmesine rağmen ağa bağlanan cihazların sayısının ve çeşitlişiğinin (PLC,PDA, UMTS mobil telefonlar,sensör ağları vb) IPv4’ün adres aralığının zaman içinde bitme sorunuyla karşılaşmamız ihtimalini doğurdu. 
      IPv6 bu problemi IP adres aralığını arttırarak öngörülebilir bir gelecekte ortadan kaldırmıştır.IPv6 bunun yanında IPv4 ile hizmetlerin çeşitlenmesi ile sağlanılmasında güçlük yaşanan:
Güvenlik Servis kalitesi (Quality of Service QOS) 
Mobillik Çoklu gönderim (Multicast) 
Ağ yönetimi problemlerine de çözümler sunmaktadır.

      IPv4 ve IPv6 adresleri beraber kullanılabiliyormu ?  

  Evet,IPv6’ya geçiş aşamasında kolaylık sağlamak için aynı cihaz üzerinde hem IPv4 hemde IPv4 adresi bulunabilir.Bu tip yapıya ikili yığın ("dual stack") yapısı adı verilir.IPv6 destekleyen çoğu uygulama bağlanılmak istenen noktanın ilk olarak IPv6 adresi olup olmadığını kontrol eder,eğer varsa IPv6 üzerinden bağlanmaya çalışır.Ipv6 adresinin olmaması durumda IPv4 adresi kullanılır. 

     
IPv6 destekleyen işletim sistemleri hangileridir? 
 
      Unix sitemlerinin tamamına yakını,Windows XP SP1 ve sonrası, Windows 2003 ve Windows Vista IPv6’yı destklemektedir.Tam bir liste için IPv6 Uyumluluk Listesi’ne göz atabilirsiniz. 
     IPv6 (IP versiyon 6), henüz geliştirilme ve deneme aşamasında olan bir ağ protokolüdür. 32 bitlik bir adres yapısına sahip olan IPv4'ün adreslemede artık yetersiz kalması ve ciddi sıkıntılar meydana getirmesi üzerine geliştirilmiştir.
     IPv4 oluşturulmaya başlandığında İnternet'in bu kadar ilerleyeceği hesap edilmemişti. Şimdi adresleme sıkıntısı oluşunca 128 bitlik adres yapısı olan IPv6'ya geçilmesi kaçınılmaz olmuştur. Bu sefer gelecek fazlasıyla düşünülerek oluşturulmuş bir adres yapısıdır. Yeni adreslemede sınırsız denebilecek bir adres aralığı olacaktır.
IPv6'da olan trafik işgal edici paket başlıkları kaldırılarak bir hız arttırımına gidilmiştir. Ayrıca yeni eklenen şifreleme sistemleriyle daha güvenli iletimler sağlanmaktadır. Uçlar arasında şifreli iletimi kolaylaştıran AH ve ESP başlıkları mevcuttur. AH ve ESP başlıkları uçlar arasındaki tüm veri iletimini şifreleyen IPSec protokolünü destekle amaçlı kullanılmıştır.

     Ayrıca şu anda IPv4'ün, QoS eklentisiyle idare ettiği ama tam olarak destekleyemediği görüntü ve ses iletimi sıkıntısı IPv6 ile çözülecektir. IPv6, Görüntü ve ses paketlerine "öncelikli pakettir" ibaresi atanarak bunlara trafikte öncelik tanımasına olanak sağlamaktadır.
    

            
       Sonuç olarak önceki bölümde bahsedilen özelliklere bakıldığında, bunların arasında en geniş etkiyi yaratacak olanın IPv6′nın geniş adresleme olanağı olduğu gözlemlenir. Bu sayede Internet’e bağlanmak isteyen her tür aracın (bilgisayar, telefon, araba, buzdolabı, vs.) her an her yerden bunu gerçekleştirmesi mümkün olacaktır. Uçtan uca bağlantıların sağlanabilmesi sayesinde IPsec’in getirmiş olduğu yüksek güvenlik seviyesine erişilebilecek ve yeni eşler arası (peer-to-peer) iletişim uygulamalarının önü açılabilecek. En önemlisi de artık       NAT’lere ihtiyaç kalmayacak.
       Herhangi birine gönderim adresleri servis keşfini kolaylaştırıcı bir araç olarak karşımıza çıkıyor. Otomatik adres konfigurasyonu ise hem ağa erişen düğümlerin hem de ağ birimlerinin üzerindeki konfigurasyon yükünü azaltıcı bir faktördür. Internet’in gelişimini hızlandıran tak-kullan (plug-and-play) tarzı uygulamaların artması bu özelliklerle mümkün olacaktır. Otomatik adreslemenin bir başka faydası da ağların ISS değiştirme işlemlerini daha kolayca yapmasına olanak tanımasıdır.
       Adres genişliğine ek olarak protokolün kendi bünyesinde sağlamış olduğu genişleme olanakları, Internet mimarisinin değişen ihtiyaçlara karşılık verecek biçimde şekillendirilmesini mümkün kılıyor. Özellikle kablosuz erişimdeki gelişmelerin Internet’in yapı taşı IP’den yeni beklentileri olacağı kesin. Şimdiden ne olacağını kestiremediğimiz bu değişikliklerle gelecekte ancak IPv6 gibi genişleme olanağına sahip olan bir protokol aracılığıyla başedilebilir. Internet’in etkisine daha yeni girmiş olduğu kablosuz ağlar için geliştirilmiş olan Mobil IPv6 performans üstünlüğü ve altyapı gereksinimlerini en alt düzeye indiren yaklaşımıyla hali hazırda Mobil IPv4′e tercih edilen protokol olma özelliğine sahiptir.
        Bu özelliklerinden dolayı IPv6 Internet’in geleceği için şart bir gelişme olmakla beraber son kullanıcıların ve ağ yöneticilerinin de getirilerinden kısa vadede yararlanabileceği bir teknolojidir.

     
Bu makalede verilen bilgiler aşşağıda ki kağnakların derlemesinden hazırlanmıştır.

Kağnaklar ;

 
http://tr.wikipedia.org

Cihan BATMAZ